Sevdalilar!


Sevdalilar!


Göğü kucaklayıp getirdim sana
Kokla

açılırsın

Solmuşsun
benzin sararmış
Yorgun bir işçinin yüzüne benziyor yüzün
Öyle bükük bakma bana

çam kolanyası getirdim sana
kentli dağların haklı sevdasını
bolu ormanlarından çarpan bir koku
sanki köroğlunun ter kokusu
aman kokusu billah kokusu
canlarım ,canım benim

üzme kendini bu kadar
sana umudu öğretemeyenlerin suçu mu var
bak yeryüzü ne kadar geniş
ne kadar dar

Dur
akıtma gönlüm yaşını
gözünden öpecek bir yer bırak
oy bana en yakın en uzak yar
sevgili yar
hasretine vur beni

Giyecek çamaşır getirdim sana
adettir diye değil, sevdim diyedir
bağışla, eski biraz
bedenim uygun diyedir bedenine
elimle yıkadım ütüledim
elma ağacında kuruttum

Günler sarmal bir yay gibi
bunu unutma
Bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir
bunu unutma
Seni ben her yerinden öperim
beni unutma

kadere inansaydım
sana inanırdımDüşürmem sigaramın ucundaki külü ben

öyle kırık bakma bana
Caddeler nasılda genişliyor
sana bunu söyleyecektim
Bileyli bir makas vardı yanımda
sana bunu söyleyecektim
Hadi kes büyüyen tırnaklarındaki kiri
sana bunu...
Oyy nasıl söyleyebilirim
deliren sevdamızın kısrak huyunu

Elimi tut
tuttururlar,o kadarına izin verirler
kahreden bir ayrılığın çılgınlığı değil bu
Bir isyanın kelepçeleşmiş resmidir parmaklarımız

Sen içerde
Ben dışarda
Oyyy mahpusluk mahpusluk...
(Z. Özger) 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol